Günümüzde
bölge, birbirinden güzel kaya kiliseleri, doğal güzellikleri, vadileri
ve yeraltı şehirleriyle bir açık hava müzesi durumundadır.
Dünyaca
ünlü Türk düşünürü Hacı Bektaş-ı Veli ile Osmanlı döneminin ünlü
sadrazamlarından Damat İbrahim Paşa’nın bu bölgede yaşamış olmaları da
kültür ve turizm hareketlerinin olumlu yönde gelişmesine büyük katkı
sağlamıştır.
M.Ö. 332 yılında Pers soylularından I.
Ariarathes bağımsız Kappadokia Krallığı’nı kurmuştur. M.S.17 yılında
Roma İmparatorluğu’na katılan Nevşehir sonra, Persler, Sasaniler daha
sonra da Anadolu Selçuklu Devleti yönetimine girmiştir. Bölge 1097
yılında Haçlıların eline geçmiştir.
Daha
sonra İlhanlı ve 1398’de Karamanoğulları yöreye egemen olmuşsa da aynı
yıl Sultan I. Bayezit Nevşehir’i Osmanlı topraklarına katmıştır. 1402
yılında Bayezit’in Timur’a yenilmesiyle bölge Karamanoğulları yönetimine
geçmiş 1466’da da kesin olarak Osmanlı egemenliğine girmiştir. 1954
yılında da il olmuştur.
Nevşehir,
tarih ve doğanın iç içe geçerek, bütünsel bir güzellik sergilediği
beldeleri ve bölgede yaşamış uygarlıkların zenginleştirdiği kültürel
birikimi ile Türkiye’nin eşsiz turizm cennetlerinden biridir.
Nevşehir,
ilk dönemlerde “Nyssa”, daha sonraki dönemlerde “Soandos Nisa” ve
“Muşkera” adları ile anılmıştır. Osmanlı döneminde, Nevşehirli Damat
İbrahim Paşa sadrazam olduğunda “Muşkera” adını değiştirerek kente
“Yenişehir” anlamına gelen Nevşehir adını vermiştir.
Bölgede
yapılan az sayıdaki prehistorik araştırmalardan Neolitik (M.Ö. 7 bin)
dönemine ait yerleşmeler saptanmıştır. M.Ö.1600’lerde Hitit Krallığı’nın
egemenliği altında olan kente, M.Ö. 12 yüzyılda göç kavimlerinin, M.Ö.
7. yüzyılda Kimmer ve İskitlerin saldırıları yaşanmıştır. Nevşehir, M.Ö.
680 - 610 yıllarında Asur ve M.Ö. 610 - 550 yıllarında Med
egemenliğinin ardından Perslerin yönetimine girerek Kappadokia
Satraplığı içinde yer almıştır.